Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Hükümeti beyninde
münakit İkamet Mukavelenamesi
Andlaşmanın imza yeri ve tarihi : Ankara, 15.12.1923 (1939)
Onay Belgesinin tarih ve sayısı : 6 Nisan 1925, Sayı 603
Resmi Ceride ile neşir ve ilânı : 14 Nisan 1341 (1925) Sayı
92
DÜSTUR : III.Tertip, Cild 6, sahife 129
Onay Kanun Metni
Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Hükümetinin haizi
salâhiyet Murahhasları arasında 1339 (1923) senesi Kânunuevvelinin
on beşinci günü Ankara'da akit ve imza olunan İkamet Mukavelenamesi
Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul ve tasdik olunmuştur.
Madde 2. İşbu kanunun icrasına Heyeti Vekile memurdur.
Türkiye Cümhuriyeti ile Arnavutluk Hükûmeti arasında münakit
ikamet mukavelenamesi
Bir taraftan,
Türkiye Cümhuriyeti;
Diğer taraftan,
Arnavutluk devleti;
Türk tebaasının Arnavutlukta ve Arnavut tebaasının Türkiyede
şeraiti ikametlerini tayin arzusile mütehassis oldukları cihetle,
bir mukavelename aktine karar vermişler ve bu maksatla murahhasları
olmak üzere:
Türkiye Cümhuriyeti:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Azasından Menteşe Meb'usu <158>ükrü
Kaya Beyi,
ve Arnavutluk Devleti:
Arnavutluk Meclisi Meb'usan Reisi ve heyeti murahhasa Reisi
Eşref Bey Fraşariyi
Arnavutluk Hariciye Nezareti kâtibi umumisi Cafer Bey Villâyi
, ve heyeti murahhasa azasından Nezir Bey Leskoviki,
tayin etmişlerdir.
Müşarileyhim usulüne muvafık görülen salâhiyetnamelerini irae
ettikten sonra ahkâmı atiyeyi kararlaştırmışlardır:
MADDE 1.
Tarafeyni âkideynden her birinin tebaası tarafı diğerin arazisinde
ikamet ve meksetmek hakkına malik olacaklar ve binaenaleyh memlekette
mer'i kavanin ve nizamata tevfikan serbestçe gidip gelebilecekler
ve seyrüsefer edebileceklerdir.
MADDE 2.
şurası mukarrerdir ki muhaceret meselesi işbu mukavelename ahkâmının
mevzuunu teşkil etmediği cihetle ahkâmı mezkûre tarafeyni âkideynden
herbirinin memleketine muhaceret vukuuna serbestçe müsaade veya
anı men hususunda haiz olduğu hakka halel getirmez.
MADDE 3.
Tarafeyni âkideynden her birinin tebaası diğerinin arazisinde
kavanin ve nizamat mucibince ve yahut Türkiyede medit bir teamül
neticesi olarak <169>deniz ameleliği, mavnacılık ve saire
gibi<192> tebaai mahalliyeye hasrolunanlar müstesna olmak
üzere tebaai mahalliye ile mütesaviyen her türlü san'at ve ticareti
icra ve lâalettayin kâffei hırfet ve mesalike sülûk etmek hakkını
haiz olacaklardır. Tarafeyni âkideynden her birinin tebaası
diğerinin arazisinde meks ve, ikamet için ve kezalik işbu arazide
her nevi ticaret, san'at, hırfet icra veya mesleke sülûk için
her ne nam ile olursa olsun tebaai mahalliyeden istifa olunanlardan
başka veya daha yüksek hiç bir vergi, resim veya mükellefiyete
tâbi olmıyacaklardır.
Tarafeyni âkideynden her birinin tebaası diğerinin arazisinde
şahısları, malları hukuk ve menafilerince ve emvali mezkûrenin
iktisap tasarrufu ve intifaı ve kezalik ferağ ve intikal veya
tevarüs tarikile ahara devri dolayısile tebaai mahalliyeye tahmil
olunabilenlerden başka veya daha yüksek hiç bir mükellefiyete,
bilâvasıta veya bilvasıta hiç bir resim veya vergiye tâbi tutulmıyacaklardır.
MADDE 4.
Tarafeyni âkideynden her biri gerek bir hükmü kanunî üzerine
gerek zabıtai ahlâkiye, zabıtai sıhhiye veya teseül hakkındaki
kavanin ve nizamata tevfikan ve gerek devletin emniyeti dahiliye
veya hariciyesine müteallik esbaptan dolayı ferden tatbik olunacak
tedabir ile tarafı âkidi diğerin tebaasını tardettiği takdirde
işbu tarafı diğer anları ve ailelerini kabul etmeği taahhüt
eyler. Eşhası matrudenin hududa kadar nakilleri masarifi tardeden
tarafa aittir.
MADDE 5.
Tarafeyni Akideynden her birinin tebaası diğerinin arazisinde
şehir ve kasabalar haricindeki emvali gayri menkule müstesna
olmak üzere, her nevi emvali menkule veya gayri menkuleyi, memleketin
kavanin ve nizamatına tevfikan, iktisap tasarruf ve ferağ etmek
hakkına-mütekabiliyet şartile-malik olacaklardır. Tebaai mezkûre
bey, mübadele, hibe, vasiyyet veyahut diğer her suretle emvali
mezburede tasarruf edebilecekleri gibi ber mucibi kanun veraset
tarikile veya hibe veya vasiyet suretile de emvali mezkûreye
malik olabileceklerdir.
MADDE 6.
Tebaai mezkûre anifüzzikir ahvalin hiç birinde her ne nam ile
olursa olsun tebaai mahalliye için tarh olunanlardan başka veya
daha yüksek mükellefiyat, rüsum veya vergilere tâbi tutulmıyacaklardır.
Tarafeyni Akideynden her birinin tebaası diğerinin arazisinde
gerek kuvayi berriye ve bahriyede ve gerek millî veya milis
alaylarında hiç bir hizmeti askeriyeye ve hizmeti askeriye yerine
kaim olan hiç bir mecburiyet veya mükellefiyete tâbi olmıyacaklardır.
MADDE 7.
Merkezleri tarafeyni Akideynden birinin arazisinde bulunan ve
işbu tarafın kanunlarına tevfikan alelusul teşekkül eden ticarî
ve sınaî anonim veya diğer şirketler diğer tarafın arazisinde
usulen teşekkül etmiş gibi tanınacak ve ehliyetleri ve ikamei
dava hakkı menşeleri olan memleketin kanunlarile tayin olunacaktır.
Mezkûr şirketler mütekabiliyet şartile ve kavanini memlekete
tebaiyet etmek üzere diğer tarafın arazisinde teessüs etmek,
her nevi san'at ve ticaret icra eylemek her gûna emvali menkuleyi
ve ifayi muamele edebilmeleri için lâzım olan emvali gayri menkuleyi
ihraz eylemek hakkına malik olacaklardır.
Bu halde emvali gayri menkule ihrazı kayfiyeti, şirketin hedefi
mahsusunu teşkil etmiş olmamak mukarrerdir. Tarafeyni Akideynden
her birinin ticarî ve sınaî anonim veya diğer şirketleri diğer
tarafın arazisinde ticaret ve san'at icrası hususunda her ne
nam ile olursa olsun millî şirketlerden talep olunan veya olunacak
olanlardan başka veya daha yüksek harçlara, resimlere, vergilere
veya mükellefiyetlere hiç bir halde tâbi olmıyacaklardır. şurası
mukarrerdir ki beşinci maddenin fıkrai ulâsında mezkûr istisna,
şirketlerin fıkrai anife mucibince ihraz edebilecekleri emvali
gayri menkuleye de tatbik olunur.
MADDE 8.
Menfaati ammeye müstenit olduğu kanunen mütehakkık bir sebep
bulunmadıkça ve bedeli verilmedikçe tarafeyni âkideynden her
birinin tebaasının diğer tarafın arazisinde emvali istimlâk
olunamıyacak veya velev muvakkaten olsun bunlar mallarındaki
hakkı intifalarından mahrum edilemiyeceklerdir.
MADDE 9.
Tarafeyni âkideynden her birinin tebaası diğer tarafın arazisinde
şahıs ve mallarının himayei kanuniye ve adliyesi hususunda tebaai
mahalliyenin mazhar olduğu himayenin aynından istifade edeceklerdir.
MADDE 10.
İşbu mukavelename, tasdiknamelerin teatisinden bir ay sonra
iktisabı mer'iyet edecek ve müddeti iki sene olacaktır. şayet
mukavelename tarafeyni âkideynden biri tarafından müddeti mezkûrenin
inkızasından lâekal altı ay evvel fesh olunmaz ise fesh oluncaya
kadar mevkıi mer'iyette kalacak ve fesh halinde işbu fesh ancak
altı aylık bir mühletin hitamından sonra haizi hüküm ve tesir
olacaktır.
İşbu mukavelename tasdik olunacak ve tasdiknameler sürati mümküne
ile Ankara'da teati kılınacaktır.
Tasdikan lilmakal tarafeyn murahhasları işbu mukavelenameyi
imza ve mühürlerile tahtim etmişlerdir.
1923 senesi kânunuevvelinin onbeşinci günü Ankara'da iki nüsha
olarak tanzim olunmuştur.
İmza: şükrü Kaya İmza : Eşref Fraşari
" : Cafer Villâ
" : Nezir Leskoviki
ARTICLE 8.
Les ressortissants de chacune des Parties Contractantes ne pourront,
sur le territoire de l'Autre, être expropriés de leurs biens
ni privés, même temporairement, de la jouissance de leurs biens,
que pour cause légalement reconnue d'utilité publique et contre
remboursement de la valeur.
ARTICLE 9.
Les ressortissants de chacune des Parties Contractantes jouiront,
sur le Territoire de l'Autre tout ce qui concerne la protection
légale et judiciaire de leur personne et de leurs biens, du
même traitement que les nationaux.
ARTICLE 10.
La présente Convention entrera en vigueur un mois après la date
de l'échange des ratifications et aura la durée de deux ans.
Si la Convention n'est pas dénoncée par l'une ou l'autre des
Hautes Parties Cotractantes au moins six mois avant l'expiration
de ladite période de deux ans, elle restera en vigueur jusq'à
ce qu'elle soit dénoncée, en cas de dénonciation cette dénonciation
ne devant produire ses effets qu'après l'expiration d'un délai
de six mois.
La présente Convention sera ratifiée et les ratifications en
seront échangées à Angora, aussitôt que faire se pourra.
En fois de quoi, les Plénipotentiaires respectifs ont signé
la présente Convention et y ont apposé leurs sceaux.
Fait à double à Angora le 15 Décembre 1923
Signatures